Bebeklik ve çocukluk çağında kemikleri gelişsin, boyu uzasın diye bol bol süt içirilen çocuklarız. Ama geldiğimiz nokta da aslında bu doğru muydu? Yanlış mıydı?
Süt Tüketelim mi? Tüketmeyelim mi?
Hepimiz bebeklik çağı ve çocukluk çağında kemikleri gelişsin, boyu uzasın diye bol bol süt içirilen çocuklarız. Ama geldiğimiz nokta da aslında bu doğru muydu? Yanlış mıydı? Tartışır olduk. İki faktör yüzünden bu konuya şüphe ile yaklaşmaya başladık: birincisi süt veren hayvanların artık doğal beslenmediği ve verdikleri sütün kaliteli-besleyici olmadığı, ikincisi; artık birçok otoimmün ve metabolik hastalığın barsak sağlığımızın bozulmasından kaynaklanması ve inflamasyon (iltihaplanma-yangı)oluşması ve bu duruma katkı yapan en önemli besin grubunun “süt ve süt ürünleri” olduğunun düşünülmesi. Ben burada, bir diyetisyen olarak ikinci faktöre değinmek istiyorum.
Otoimmün hastalıklar(tiroid, diyabet, muıtiple skleroz, romatoid artrit, huzursuz bağırsak sendromu(İBS), alerjiler gibi hastalıklar) vücudun doğal savunma sistemi olan bağışıklık sisteminin kendi hücrelerine saldırması sonucu oluşan hastalıklardır. Otoimmün hastalıkların ortaya çıkmasının birçok sebebi vardır. Ama en önemli sebeplerden biri bağırsak sağlığının bozulmuş olmasıdır. Bağırsak sağlığının bozulmuş olması demek kişinin sadece “kabızlık” veya “ishal” şikayeti olması demek değildir. Bağırsak epiteli bozulduğunda “geçirgen” hale gelir ve zararlı maddelere ve toksinlere karşı bir bariyer oluşturması gerekirken artık bu görevi yerine getiremez ve otoimmün hastalık semptomları görülmeye başlanır.
Peki süt tüketince vücudumuz da ne oluyor? Eğer bağırsak geçirgenliği bozulmuş biri iseniz süt tükettiğinizde vücudunuzda süte karşı antikorlar oluşuyor. Ve bu antikorlar otoimmün hastalıkların oluşmasının önünü açar. Genetik ve çevresel faktörlerde birleşince hangi organ sisteminde otoiimün bir yanıt oluşacağı değişkenlik gösterir. Eğer bu bahsettiğimiz hastalıklardan biri veya birkaçından muzdarip ve uzun zamandır bunun tedavisi ile boğuşuyorsanız “süt ve süt ürünleri” tüketmeyi bırakarak kendinizde iyileşmeyi takip edebilirsiniz.
Gelelim diğer merak edilen soruya; “süt ve süt ürünleri tüketmezsem kalsiyum alamam ve kemiklerim güçsüzleşmez mi?” . Öncelikle tek kalsiyum kaynağımız süt değildir. Yağlı tohumlar özellikle susam çok iyi bir kalsiyum kaynağıdır. Tahin olarak da günlük beslenmemize ekleyebiliriz. Yeşil yapraklı sebzeler, balıklar, kuruyemişler de azımsanmayacak miktarda kalsiyum bulunur. Şunu da unutmamak gerekir, kalsiyumun vücutta gerekli işlevlerini yerine getirebilmesi için yeterli D vitamini de almak gerekir. Sözün özü yeterli ve dengeli beslenmek; koruyucu, tedavi edici, sağlık halini devamlı kılan en önemli yöntemdir. Herkese sağlıklı mutlu günler…